12 gezegenin ismi konusunda genellikle Güneş Sistemi’nde 8 gezegen olduğu öğretilir. Ancak, son yıllarda yapılan araştırmalar ve keşiflerle birlikte bu sayının artabileceği düşünülmektedir. Bunun sebebi, daha önce fark edilemeyen veya belirlenemeyen gezegenlerin varlığının ortaya çıkmasıdır. Örneğin, Plüton’un artık gezegen olarak kabul edilmemesiyle birlikte, Güneş Sistemi’nde 8 gezegen kalmıştır. Fakat, Plüton yanında Ceres, Eris ve Haumea gibi cüce gezegenler de bulunmaktadır. Ayrıca, “Planet 9” olarak adlandırılan ve henüz doğrulanmamış bir dev gezegenin varlığı teorisi de bulunmaktadır. Dolayısıyla, Güneş Sistemi’nde 12 gezegenin bile olabileceği düşünülmektedir. Bu gezegenlerin isimleri ise, Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün, Plüton, Ceres, Eris ve Haumea’dır. Gezegenlerin yörüngeleri, büyüklükleri ve özellikleri araştırmacılar tarafından sürekli incelenmekte ve keşfedilmeyi bekleyen yeni gezegenler olup olmadığı konusunda çalışmalar yapılmaktadır. Sonuç olarak, Güneş Sistemi’nin 12 gezegenden oluştuğu iddiası, bilimsel camiada hala tartışma konusu olmaya devam etmektedir.
Merkür
Merkür, Güneş Sistemi’nde en küçük ve Güneş’e en yakın gezegendir. Adını Antik Roma’nın tanrısından alan Merkür, yüksek sıcaklık farklarına sahip bir gezegendir. Gündüzleri sıcaklıklar 430 dereceye kadar çıkarken, geceleyin ise eksi 180 dereceye kadar düşebilir.
Merkür’ün yüzeyi oldukça eski kraterlerle doludur ve ince bir atmosfere sahiptir. Bununla birlikte, gezegenin manyetik alanı oldukça zayıftır ve Güneş rüzgarları nedeniyle sürekli olarak etkilenmektedir.
- Merkür, Güneş etrafındaki en hızlı gezegendir.
- Güneş’e en yakın gezegen olmasına rağmen, Venüs’ten sonra en parlak ikinci gezegendi.
- Merkür, yörüngesini tamamlamak için sadece 88 gün sürer.
Merkür’ün Güneş’e çok yakın olması nedeniyle gözlemlemesi oldukça zordur ve gezegen hakkında pek çok bilinmeyen henüz bulunmaktadır. Uzay araştırmaları, Merkür’ü daha yakından incelemek ve daha fazla bilgi edinmek için devam etmektedir.
Venus
Venus, Güneş Sistemi’ndeki ikinci gezegen ve Güneş’e olan uzaklığı bakımından dünya’dan sonra en yakın gezegendir. Venus, Roma mitolojisinde aşk ve güzellik tanrıçası olarak bilinir. Güneş Sistemi’nde bulunan diğer gezegenler gibi, Venus de kendi ekseninde dönerek bir günü tamamlar ve yörüngesinde Güneş etrafında dolaşarak bir yılı tamamlar.
Venus’un atmosferi oldukça kalın ve yoğun bir karbondioksit tabakasına sahiptir. Bu nedenle gezegenin yüzey sıcaklığı oldukça yüksektir ve Dünya’dan daha da ısıdır. Venus’te buz ve su bulunmadığı için sıcaklık dağların tıraş edilmesine benzer şekilde yavaşça dağılmaz.
Venus, Yeryüzündeki gezegenimiz Dünya’ya oldukça benzer bir özellik gösterir. Bu nedenle bilim insanları, Venus’un geçmişte yaşam barındırma potansiyeline sahip olabileceğini düşünmektedir. Ancak, atmosferindeki aşırı sıcaklık ve basınç gibi koşullar, bu teorinin gerçekleşmesini imkansız hale getirmektedir.
- Venus’un yüzeyinde volkanik aktivitelerin olduğu düşünülmektedir.
- Gezegen, Dünya’dan bakıldığında sabah ve akşam yıldızı olarak görülebilir.
- Venus, retrograd dönüş hareketi sergileyen nadir planetlerden biridir.
Dünya
Dünya, Güneş’in etrafında dönen üçüncü gezegen olup evrenimizdeki yaşamı destekleyen tek bilinen gezegendir. Dünya’nın atmosferi, suyun varlığı ve uygun sıcaklık koşulları sayesinde birçok canlı türüne ev sahipliği yapmaktadır.
Dünya’nın yüzeyinin yaklaşık %71’i su ile kaplıdır ve bu su kaynakları hayati öneme sahiptir. Ayrıca, dünya üzerindeki dağlar, ormanlar, çöller ve buzullar gibi çeşitli ekosistemler, biyolojik çeşitliliği desteklemektedir.
Dünya’da yaşayan insanlar, doğal kaynaklarını sürdürülebilir bir şekilde kullanmalı ve gezegenimizin gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde aktarılmasını sağlamalıdır. İklim değişikliği, kirlilik ve doğal kaynakların aşırı kullanımı gibi sorunlar, dünya üzerindeki dengeleri tehdit etmektedir.
- Dünya, yaklaşık 4.5 milyar yıl önce oluşmuştur.
- Gezegenimizin yüzeyinde en yüksek nokta, Mount Everest’tir.
- Dünya’nın iç yapısı, çekirdek, manto ve kabuktan oluşmaktadır.
Dünya’da her gün doğan ve batan Güneş, gece ile gündüz arasındaki dengenin sağlanmasını sağlar. Bu dengenin korunması, hem canlılar hem de çevre için hayati öneme sahiptir.
Mars
Mars, Güneş’e en yakın dördüncü gezegendir ve Güneş Sistemi’ndeki yörüngesi Dünya’nın yörüngesiyle arasında bulunmaktadır. Mars, kızıl gezegen olarak da bilinir çünkü yüzeyinde toprak renginde kumlar bulunmaktadır. Mars’ın yüzeyinde geniş vadiler, volkanlar, kutuplar ve toz fırtınaları gibi çeşitli doğal oluşumlar gözlemlenmektedir.
Mars’ın yüzeyindeki sıcaklık Dünya’dan daha soğuk olmasına rağmen, gezegenin atmosferi Dünya’nınkinden çok daha incedir. Bu nedenle, Mars’ta yaşam olma ihtimali oldukça düşüktür. Ancak, gelecekteki insanlık için Mars’ın kolonileştirilmesi fikri üzerinde araştırmalar yapılmaktadır.
- Mars’ın uyduları Phobos ve Deimos’dur.
- İlk kez 1965 yılında Mariner 4 uzay aracı tarafından yakından incelenmiştir.
- Mars, yeryüzündeki en yüksek dağ olan Olympus Dağı’na ev sahipliği yapmaktadır.
Jüpiter
Jüpiter, Güneş Sistemi’ndeki en büyük gezegendir ve aynı zamanda Güneş’in etrafında dönen uyduların sayısı açısından da en zengin gezegendir. Büyüklüğü ve manyetik alanıyla dikkat çeken Jüpiter, Roma mitolojisindeki en büyük tanrı olan Jüpiter’e adanmıştır.
Jüpiter’in çapı yaklaşık olarak 142.984 kilometre olup, Moğolistan’ın yüzölçümüne yakın bir boyuttadır. Gaz devi olarak sınıflandırılan bu gezegenin atmosferinde genellikle hidrojen ve helyum bulunur. Bünyesindeki manyetik alan da oldukça güçlüdür ve bu manyetik alan sayesinde Jüpiter, birçok güneş rüzgarını yakalayabilir.
Jüpiter’in en dikkat çekici özelliği ise bünyesindeki Büyük Kırmızı Leke’dir. Bu devasa fırtına sistemi, yıllardır devam etmektedir ve Dünya’nın boyutundan bile büyük bir alanı kaplar. Ayrıca Jüpiter’in en büyük uydusu olan Ganymede, Güneş Sistemi’ndeki en büyük uydudur ve birçok gezegenden daha büyüktür.
- Jüpiter, Güneş Sistemi’ndeki beşinci gezegendir.
- Güneş’in etrafında dönme süresi yaklaşık 11 yıldır.
- Jüpiter’in toplam 79 adet uydusu bulunmaktadır.
Satürn
Satürn, Güneş Sistemi’nde altıncı ve en büyük gezegen olarak bilinir. Adını Roma tanrısından alan bu gaz devi gezegen, muhteşem halka sistemiyle ünlüdür. Satürn’ün çapı yaklaşık olarak 116.460 kilometre olup, yüzeyindeki özgün halkalarıyla diğer gezegenlerden ayrılır. Bu halkalar, buz parçacıklarından ve kayaçlardan oluşmuştur ve gezegeni çevreleyen etkileyici bir görünüm yaratır.
Satürn, yörüngesinde Güneş’e uzaklığı ve dönme periyodu açısından Jüpiter’e benzer. Yüzeyinde devasa bir fırtına, büyük bir sis bulutu ve etkileyici bir manyetik alan bulunmaktadır. Ayrıca, en az 82 uydusuyla (doğal ve yapay) da diğer gezegenlerin gerisinde kalmaz.
- Titan
- Enceladus
- Rhea
Satürn, gözlemlemesi zor bir gezegen olmasına rağmen, astronotlar tarafından keşfedilme potansiyeli olan bir hedef olarak göz önünde bulundurulmaktadır. Gezegenin manyetik alanı, uyduları ve sırlarla dolu halkaları, bilim insanları için sonsuz keşif fırsatları sunmaktadır.
Uranüs
Uranüs, Güneş Sistemi’ndeki yedinci gezegendir ve evrenin en büyük dördüncü gezegenidir. Adını Yunan mitolojisindeki tanrı Uranüs’ten alır ve MÖ 1781 yılında keşfedilmiştir. Uranüs, dev bir gaz gezegenidir ve çapı yaklaşık olarak Dünya’nın çapının dört katıdır. Atmosferi, hidrojen, helyum ve metan gibi gazlardan oluşur.
Uranüs’ün en ilginç özelliklerinden biri, dönme ekseninin diğer gezegenlere göre neredeyse yatay olmasıdır. Bu durum, Uranüs’ün kutup noktalarının Güneş’e dik bir şekilde durmasına neden olur. Bu da gezegenin mevsimlerinin çok uzun ve tuhaf olmasına sebep olur.
Uranüs’ün yörüngesi oldukça uzaktır ve Güneş’e olan uzaklığı nedeniyle, gezegen çok az güneş ışığı alır. Bu da Uranüs’ün oldukça soğuk bir gezegen olmasına yol açar. Yüzey sıcaklıkları -220 °C civarındadır.
- Uranüs, üzerinde muhtemelen devasa değişikliklere sebep olan bir manyetik alanına sahiptir.
- Uranüs’ün uydularından biri olan Miranda, yüzeyinde büyük çaplı kanyonlar ve çatlaklar barındıran ilginç bir yapıya sahiptir.
- Uranüs’ün Halkaları, Jüpiter ve Satürn’ün halkalarına benzerdir ancak oldukça incedir.
Neptün
Neptün, Güneş Sistemi’nde bulunan sekizinci ve en uzak gezegendir. 1846 yılında Johann Galle tarafından keşfedilmiştir. Neptün, deniz tanrısı Neptün’e adanmıştır ve su elementini temsil eder.
Neptün, çok soğuk bir gezegendir ve atmosferinde bulunan metan gazı nedeniyle mavi bir renge sahiptir. Gezegenin bir günü yaklaşık olarak 16 saat sürerken, bir yılı ise 165 Dünya yılına denk gelir. Neptün’ün çapı yaklaşık olarak 49,500 kilometre olup, Jüpiter ve Satürn’den sonra en büyük üçüncü gezegendir.
Neptün’ün beş büyük uydusu bulunmaktadır: Triton, Proteus, Nereid, Larissa ve Despina. Triton, Neptün’ün en büyük uydusudur ve garip bir yörüngeye sahiptir. Ayrıca, Neptün’ün halkaları da bulunmaktadır ancak çok zayıf oldukları için genellikle görülemezler.
- Keşif Yılı: 1846
- Uyduları: Triton, Proteus, Nereid, Larissa, Despina
- Ortalama Sıcaklık: -200°C
- Yarıçapı: 24,622 kilometre
Neptün, Güneş Sistemi’nin dışında bulunan buz devlerinden biridir ve uzay araştırmalarıyla sürekli olarak incelenmektedir. Gelecekte, Neptün’ün daha detaylı bir şekilde keşfedilmesi ve atmosferi hakkında daha fazla bilgi edinilmesi beklenmektedir.
Plüton (eskiden gezegem olarak kabul edilirdi)
Plüton, Güneş Sistemi’mizdeki en büyük cüce gezegendir. 1930 yılında keşfedilen Plüton, ilk olarak bir gezegen olarak sınıflandırıldı ancak sonradan Uluslararası Astronomi Birliği tarafından cüce gezegen kategorisine alındı.
Plüton’un yörüngesi oldukça eliptiktir ve Güneş’e oldukça uzak bir mesafede dolanmaktadır. Yüzeyinde buz ve kayalardan oluşan bir karışıma sahip olduğu düşünülmektedir.
- Plüton’un beş uydusu bulunmaktadır: Charon, Styx, Nix, Kerberos ve Hydra.
- Plüton’un keşfi, Amerikalı astronom Clyde Tombaugh tarafından gerçekleştirildi.
- Güneş Sistemi’nde yaşanan bir tartışma sonucunda Plüton’un gezegen statüsü değiştirildi ve cüce gezegen olarak kabul edilmeye başlandı.
Plüton’un yüzeyinde bulunan bir özellik, büyük bir yürek şeklinde bir alanın olmasıdır. Bu alan, “Tombaugh Regio” olarak adlandırılmıştır ve Plüton’un keşfi anısına isimlendirilmiştir.
Haumea
Haumea, Güneş Sistemi’ndeki bir cüce gezegen olarak kabul edilir. kendisinin yanında, üç büyük uydusu olan Hi’iaka, Namaka ve Nau-maka kaçırıldı. Bu uyduların isimleri Hawai de ilgisi ele alınarak seçilen isimlerdir.
Haumea’nın şekli oldukça ilginçtir çünkü diğer gezegenlerden farklı olarak uzun bir sivri uca sahiptir. Bu tuhaf şekli, onun hızla dönmesi ve kendi ekseni etrafında dönmesidir. Ayrıca, yüzeyinde kırmızı ve beyaz lekelerin olduğu görülÅmektedir.
- Haumea’nın keşfi 2004 yılında yapıldı ve o zaman sadece bir asteroid olarak kabul edildi. Ancak daha sonra yapılan gözlemler sonucunda cüce gezegen olarak kabul edildi.
- Güneş Sistemi’nde Yapıla bulunan diğer cüce gezegenler arasında, Haumea oldukça ilginç bir konuma sahiptir çünkü şekli diğerlerinden oldukça farklıdır.
- Haumea’nın yüzeyinde bulunan lekelerin oluşturduğu renk değişimleri, gezegenin yüzeyindeki volkanik aktiviteyi gösterebilir.
Makemake
Makemake, Neptün’ün ötesindeki Kuiper Kuşağı’nda bulunan bir cüce gezegendir. Tam adıyla 136472 Makemake olarak da bilinir. Güneş’e olan uzaklığı Plüton’unkinin biraz daha ötesinde yer almaktadır. Makemake’nin yüzeyi buz ve kayadan oluşmaktadır ve oldukça soğuk bir ortama sahiptir.
Makemake, 2005 yılında keşfedilmiştir ve bu gezegenin yörüngesi oldukça eliptiktir. Yani Güneş’e olan mesafesi zaman zaman değişkenlik gösterebilir. Araştırmacılar, Makemake’nin yüzeyinde kırmızımsı bir renge sahip olan metan buzunun bulunduğunu keşfetmişlerdir.
Makemake’nin çapı yaklaşık olarak 1,500 kilometre civarındadır ve diğer cüce gezegenler gibi Plüton gibi çok sayıda uydusu bulunmamaktadır. Ancak, Makemake’nin bir uydusu olabileceğine dair gözlemler bulunmaktadır ve bu konu hâlâ araştırılmaktadır.
- Makemake, Kuiper Kuşağı’ndaki en büyük cüce gezegenlerden biridir.
- Yüzeyinde metan buzunun bulunması, gezegenin renkli görünmesine neden olmaktadır.
- 2005 yılında keşfedilen Makemake, Plüton ve Eris gibi diğer cüce gezegenlerle birlikte Güneş Sistemi’nin dış bölgelerini keşfetmek için önemli bir role sahiptir.
Eris
Eris, Plüton’un uzak arkadaşı olarak bilinir. 2015 yılından önce kaydedilmiş ve tanınmış olan en uzak cüce gezegendir. Eris’in uydusu, Dysnomia olarak adlandırılır ve Eris ile birlikte yörüngede döner.
Eris’in boyutu, kütlesi ve bileşimi hala tam olarak anlaşılmamıştır. Yüzeyinde buz ve kayaç karışımı olduğu düşünülmektedir. Eris’in yerçekimi oldukça düşüktür ve atmosferi yok denecek kadar zayıftır.
Eris, Kuiper Kuşağı’nda yer alan diğer cüce gezegenler gibi genellikle çok soğuk ve karanlık bir ortamda bulunur. Güneş’e olan uzaklığı, onu daha önce Pluto’ya en yakın gezegen yapmıştır.
- Eris’in kesin çapı hala belirsizdir.
- Yüzeyinde buz ve kayaçlar bulunmaktadır.
- Güneş’e olan uzaklığı, maruz kaldığı sıcaklığı etkiler.
Bu konu 12 gezegenin ismi nedir? hakkındaydı, daha fazla bilgiye ulaşmak için Uzay Isimleri Nelerdir? sayfasını ziyaret edebilirsiniz.